26 Eylül 2010 Pazar

TOPHANE’DEKİ GALERİ BASKININA DAİR KARAKTERLERİN FİKİRLERİ..



Bu hafta televizyonda herkes Tophane’deki galerilere saldırıları konuştu, bende oturdum izledim. Herkesinde bir fikri var kardeşim. Peki bu dizilerdeki karakterler bu olaya nasıl bakıyor?.. Çok mu merak ettiniz?. Ahanda…

POLAT ALEMDAR: Bence olaya derin bir açıdan bakmak lazım. Orası kendi halinde bir mahalle ve bu mahallede salyangoz satmak olmaz. Böylece bu salyangoz galerileri rahatsızlık vermiştir ve olaylar oluvermiştir. İçki iyi bir şey değil, onu bilir onu söylerim.

DELİ SARAYLI : Tarih tekerrür ediyor, işgal kuvvetlerine karşı verilen mücadele saygıdeğer bir mücadeleydi.. Şimdi galerilerde extramücadele veriliyor. Büyük resmi iyi görmek lazım. Picasso’ya Nazi subayları bu resim sizin eseriniz mi diye sormuşlar, oda hayır sizin eseriniz demiş. Bende başka bir şey demiyorum…

FATMAGÜL: Eee, benim suçum neydi peki. O güruh galerilere saldırırken benim üzerimden niye geçti?. Hayatımda makyaj yapmadım, boya kullanmadım. Neydi benim suçum peki. Mağdurum bende, şikayetçiyim..

TAŞ FIRIN HALUK: Birde millet resimden anlamıyor derler. Bakın görün işte akın akın galerilere koşmuşlar. İzdihamdan olur böyle şeyler ne var yani..?

CAZİBE : Çok yahşidir özüm, şaşkındır gözüm. Neylemişlerki o resimleri sonra?.

RAMİZ DAYI : Sen bir resmin hangi ilham alınarak, hangi tuvale, hangi fırça darbesiyle yapıldığını biliyor musun yeğen.. Olmaz böyle değil mi? Aldığın darbe ile göreceğin resim canının acıtmayacak, eğer darbe almaya devam ediyorsan fırçanı daha çok sallayacaksın tuvale. Yani yeğen resimdeki renkleri iyi seçeceksin..

ADANALI : Abooov. Olay olurkene polis neredeymiş?

ERMAN KUZU : Bizde abiyemle resim almıştık galeriden, Abiye sakardır biraz geri geri resme bakarken vitrin camını kırdıydı bigün. Hiç unutmam o günü, güldüydük çok…

21 Eylül 2010 Salı

Bana izlediğin programı söyle sana kim olduğunu söyleyeyim….


KURTLAR VADİSİ PUSU: İçine kapanık birisin aslında ama bunu belli etmemek gibi bir çaban var. Pusuda seni bekleyen her türlü tehlikeye karşı durmak için çabalıyorsun. Unutma ki kontrolsüz güç güç değildir.

ÖYLE BİR GEÇER ZAMAN Kİ: Geçmişe özlem duyuyorsun, çocukluğun gözünün önünden gitmiyor. Her gün Ah o eski günler ne güzeldi demekten kendini alamıyorsun.. Canın leblebi tozu, kızamık şekeri, macun çekiyor. Tramvay’a binip pera’da gezmek istiyorsun. Ama bunların hepsi geçmişte kaldı unutma geçmiş geçmiştir, gelecek şimdiki zamandan sonradır…

YAHŞİ CAZİBE: Kendine yabancısın aslında. Uluslararası ilişkilere girmek ve yurtdışına gitmek gibi bir eğilimin var. Sana cazip gelen bu gavur yapıyor abi duygusundan kurtulman lazım.. Arada bir kılıç gününü de izle sana tavsiye…

ÇOCUKLAR DUYMASIN : Zaman ne kadar geçerse geçsin,hep bir şeyler saklıyorsun.. Oysaki daha açık ve rahat olmalısın, gizlin saklın olmamalı..O duymasın bu duymasın nereye kadar, ha sorarım sana nereye kadar…?

5 N 1 K: Canın çok sıkılıyor ne yapsam diye bunaldığın zamanlar çok oluyor. Oradan buradan ne oluyor diye merak ediyorsun.. Bunun çözümünü aramaktan vazgeç, her şeyi de bilemezsin ki be kardeşim…

TADI DAMAĞIMDA: Bu ara midene çok düşkünsün. Ama unutma insanın gözü doyarsa karnın doyar diye bir şey yok..Bu tam tersi karnı dosyada insanın gözü doymaz..Seyret ama dengeli beslen…

DELİ SARAYLI: Tarihe merak duyuyorsun ama sıkıcı tarih kitabı okur gibi öğrenmek istemiyorsun tarihi, bu yüzden eğlenceli olsun istiyorsun. İşte bu yüzden tarih bilgin ekrandan gelişiyor… Ama unutma birçok dizide olayların gerçekle ilgisi yoktur ibaresi var. Her şeyi ciddiye alma istersen…

ANA HABER BÜLTENİ : Magazini çok seviyorsun belli ki , sana bişi demiyorum..

MANYAAA’N NOTU : Söyle izlediğini , yorumlayayım derdini…

3 Eylül 2010 Cuma

YENİ YAYIN DÖNEMİ


Efenim yeni yayın dönemi başladı artık eh bende şöyle bir kendimi yayıp ekran karşısına geçmeye başladım. Lakin dikkatimi cezbetti ki, gerçekten yeni yayın dönem olmuş.. Ne demek mi istedim? Açıklayayım cancağzım.. Yeni başlayan dizilere göz atınca fark ettim ki, çoğu dönem işi..Geçmiş dönem zamanlı işler anlayacağınız. Zaten ne varsa geçmişte var derler. Hanidir duyarız…Ah, ah eskiden böyle miydi, eskiden şöyle miydi, eskiden paraya para derdik, eskiden insanlar birbirleriyle konuşurlardı, eskiden bayramlar bir başkaydı vesaire, vesaire.. Ha birde derler ki eskiye rağbet olsa bit pazarına Nur yağardı diye.. Sanırım artık nur yağma dönemi başladı..Neymiş efenim yeni dönem işleri..Bakalım, bakalım… Deli Saraylı son osmanlı yakın cumhuriyet başlangıcı dönemi işi.. Öyle bir Geçer zaman ki, en yakın zaman dilimi 70'li yıllar dönemi…Türkan, Türkan Saylan’ın hayat hikayesini anlatan dizi dönem itibariyle geçmiş zaman işte…Kuyucaklı Yusuf, Sabahattin Ali’nin anadolu insanını anlattığı 1937 yılında yazılmış romanın uyarlaması….Huzur Tanpınar’ın eseri yakında dizi olacak…Fatmagül’ün suçu ne?..Vedat Türkali’nin eseri,eskiden çekilmiş bir türk filmi yeniden çekiliyor… Daha da var duyduklarım arasında. Eh maşallah diyelim..Birde çıkıp yeni diye başına ibare koyuyorlar. Buradan çıkardığımız sonuç nedir efenim, ne varsa eskide var. Hakkaten öyle, ben o eski güzel günleri özlüyorum efenim. Bonanza’yı özlüyorum, Tatlı sert’i özlüyorum, ayı yogi ile akıllı bıdık’ı özlüyorum, küçük ev’i özlüyorum,bizimkileri özlüyorum.. Hadi bakalım kısmetse yakında başımıza Nur yağacak…

Dip not : Ben eskidende manyaaaktım zaten…